KÜÇÜK ARIK ÇEŞMESİ KİTABESİ
Teâlâ eyâ ibâd-ullâh / İdeyim ben sizi irşâd
Diyem size hayât-ı âbı / Ana arzû ider ekbâd
İmârettir ol ebdâna / Velev katre idersen nûş
Ki kuvvettir bu hem câna / Kuvâyı virir isti’dâd
İçüb tam’ân(?) olan kullara/ Safâ bulur olur hâl-i hoş
Vefâ bulmaz mı eyâ ihvân / Terennümler çalar mu’tâd
Şu bâlâdır buna menba’ /kemâ zemzem innehû cûş
Halâvetle uyûn-ı (Uyun küllî) küllî / dellâl veş ider istimdât
Şem’î gel söyle târihi hesâbı sin sin düş
Getirdi Hâcı Muhammed bu çeşmeyi bilâ imdâd
Sene 1198 H
Büyükdağlı Mahallesi’nde Yayla’ya doğru çıkan yolun en ucunda Küçükarık Câmisi’nin karşısındadır.
“Tek cepheli, dikdörtgen nişli, çift yönlü ahşap sundurma çatılıdır. Ayna taşı ve kitabesi mermerdir. Kitabeyi Sem’î yazmıştır. On yedi satır, on sekiz mısra olan kitabe 85×64 cm boyutlarındadır. İlk dört satır dörder eşit panodan on altı panoya ayrılmıştır.” Hâlen akar hâldedir.
BUGÜNKÜ TÜRKÇEYLE:
Ey yüce Allah’ın kulları, sizleri aydınlatayım. Hayat suyunu(bu suyu) herkesin ciğeri arzu eder. Bu su bedenler için bir imarettir. Tamah edilerek(?) bir damla içilse vücutlara şifa, cana kuvvet verir. Durmadan şarkılar söyleyerek akan bu sudan içen kullar hoş olup safa bulmaz mı ey can(ihvan) dostları. Zemzem suyu gibi olan bu suyun kaynağı şurada yukarıdadır. Çeşmenin bütün gözlerinden hoşlukla, kolayca, nazlanarak akan su bir çığırtgan gibi istimdad eder, yardım ister.
Şem’î gel tarihini söyle, sin sin yaz: “Getirdi Hacı Muhammed bu çeşmeyi bilâ imdâd.”1784
YORUM:
Küçükarık Camisi’ni, Küçükarık Çeşmesi’ni, Zerdali Çeşmesi’ni, Kenan Özkan’a göre Zerdali Çeşmesi yakınında bugün bulunmayan mescidi,(kitabesi var) Hacıarap Camisi’ni ve yine Hacıarap Kahvesi’ni(yıkık) beraber düşünmeden bu bölgedeki eski yaşamı hayal edemeyiz. Yaklaşık 500 metrelik bir daire içindeki bu yapıların bolluğu bugün pek sessiz duran bu mahallin 1780’li yıllarda ve sonraları Karacasu’nun merkez mıntıkası olduğunu düşündürür. Zaten Karşıyaka’daki yapılar kronolojik sıraya konduğunda bu gerçek hemen anlaşılır. Dar alanda üç câmi, çift çeşme, bir mescit ve çok özel bir yerde bulunan bir kahve, bu kahve yanından geçen ve Narlı’dan gelip küçük bir arık içinde akarak bu mıntıkaya isim olan su, insanların en önemli ihtiyaçlarını giderir.
Bu iki çeşmeden birisine Şem’î, diğerine de Yemezzade Süleyman Rüşdî kitabe yazmıştır. Bu mahalde bulunan Zerdali Çeşmesi kitabesinde çeşmenin yapılması sebebi olarak “beldenin daha yaşanılır, daha güzel hâle getirilmesi” gerekçesi söylenmiştir. Hacıarap Camisi kitabesinde KARACASU ismi geçmekte ve camiyi Karacasu’nun en üst yöneticisinin yaptırdığı belirtilmektedir. Şairler, mîr’ler(beyler-amirler) bu semte özel bir önem kazandırmışlardır.
Bugün koruma altındaki bu mıntıka gelecek zamanlarda yeniden canlandırılacak olursa bu yaşayışın ve ruhun mutlaka göz önünde tutulması gerekir.
Küçükarık Çeşmesi Karacasu’nun kitabe içeriği ile dikkati çeken en önemli çeşmelerinden birisidir. Çeşme bugün bakımsız, çatısı dağınık dursa da kitabesiyle bize dünmüş gibi geçmişi sunmaktadır. Hemen yanında bulunan iplik dövme taşı, çeşme başının sadece su için toplanılan bir merkez olmadığını, dokumacıların bu çeşme başında iplik yıkama, dövme gibi işleri yaptıklarını, çeşme başının hayli hareketli olduğunu düşündürmektedir.
Kitabe metninin daha ilk sözcüğü kitabe yorumu yapılırken nasıl davranacağımızın ipucunu verir. Kitabeye “Yüce Allah’ın kulları” diye başlanır. İnanç ve ibadet tutkusu öne çıkarılır. Nitekim suyun Zemzem suyuna benzetilmesi, ihvan kelimesiyle tarikat arkadaşlığının hatırlatılması, imaret kelimesi, âb-ı hayat ifadesi aynı anlayışın devamını sağlayan sözcüklerdir.
“Allah her şeye su ile can verdi” düşüncesi burada da görülür. Su bütün bedenlere gerekir. Bütün bedenlere can, kuvvet verir. Bolca içilmelidir. Zaten su, bu amaçla getirilmiş ve buranın bir imaret yeri olması istenmiştir. Çeşme bütün gün şırıl şırıl akarken sanki şarkı söyler.(1) İnsanın sadece bedenine can vermez ruhunu da dinlendirir, insana bu ses huzur verir. Zemzem suyu nasıl beğenilerek içilirse bu su da mutlaka sevilerek, lezzetle içilecektir. Çeşmeden su bolca akarken aynı zamanda bir tellâl gibi “ bu akışın devamını sağlayın, bu çeşmenin akması için gayret edin” der. Hemen çeşmenin yukarısındaki bir kaynaktan getirilen su için çeşmenin yapımını Hacı Muhammet kimseden yardım almadan gerçekleştirir.
Çeşme kitabesi biraz daha öteye geçilerek sufiyane açıklanırsa: “ âb-ı hayat, sözüyle sâlikin kalp gözünü açacak, onun ruhunu diriltecek olan şeyhin öğretilerinin tümü.” anlayışına bir gönderme var denilebilir.
Arûz kalıbıyla yazılan metinde –dâd sesleriyle zengin uyak kullanılmıştır.
Çeşme hâlen akar haldedir.