KARACASU’YU SEVENLER İLKOKULU KİTABESİ
KİTABE METNİ:
Bugünün Küçüğü Yarının Büyüğüdür
İdrak Edenlere Ne Mutlu
1946
Karacasu İmam Hatip Ortaokulunun ana giriş kapısının sağındadır. 50×50 cm ebadındadır. Mermer üzerine yazılmıştır.
Cumhuriyet Dönemi’ne ait kasabamızda 7 kitabe var. Bunlardan ilki şimdiki Karacasu Etnografya Müzesinde, ikisi eski ortaokulda, biri Sevenler İlkokulunda(Şimdiki İmam Hatip Okulu) diğeri de Karacasu Vakfı Öğrenci Yurdu binasında, sonuncusu da Kahvederesi Camisi’ndedir. Sonuncusu da Şehitler Parkı’ndadır.
Cumhuriyet’in kuruluşundan 1946’ya kadar Karacasu’da ilköğretim öğrencileri için Merkez İlkokulu, bir de kız mektebi vardır. Osmanlı Dönemi’nde ise iptidai ve rüştiye vardı. Rum Okulu vardı. Daha önceki dönemlerde ise yedi medrese vardı.(İç Medrese, Abdurrahman Efendi Medresesi, Hacı Ömer Efendi Medresesi, İbrahim Efendi Medresesi, Yeni Medrese, Cumaönü Medresesi, Hacı Hafız Medresesi ).
Umuyoruz Merkez İlkokulu 1938’li yıllarda ihtiyaca cevap veremediği için eskiden mezarlık olan alan üstüne bir ilkokul yapılması kararlaştırılmıştır.
Karacasu’da Şehitler Park’ından başlayarak sağlı sollu olmak üzere Soğuk Hava Deposu’na kadar her taraf mezarlıktı.
O zamanlar, Cumhuriyet’in kuruluşu ile birlikte bütün ülke bir eğitim seferberliği içindedir. Öğretmen okulları, üniversiteler açılmakta ve Harf Devrimi’yle birlikte yeni yönetim anlayışı geniş yığınlara çok çabuk ulaştırılmak istenmektedir. Hatta 10. Yıl Marşı’yla: “ On yılda on milyon genç yetiştirdik her yaştan” derken; okuyan yazan, anlayan, anlatan, fark eden bir nesil yetiştirmenin heyecanı dile getirilmiştir.
Karacasu halkı, bu heyecanı yaşamış. Mesela babam 1928 Harf Devrimi’ni ilkokuldayken yaşamış. Bu sebeple Arap harflerini öğrenerek başladığı eğitimini Türk harflerini de öğrenerek bitirmiştir.
Demem o ki 10. Yıl Kutlamaları, bu kutlamaların bir anıtla geleceğe taşınmak istenmesi, Harf Devrimi uygulamaları Cumhuriyet ilkelerinin Karacasu’da da hızla uygulandığını gösterir.
Karacasu’yu Sevenler Derneği Karacasu eğitim tarihinde önemli bir yer tutar. Ne yazık ki bugün dernek hakkında net bilgilere sahip değiliz. Ancak bu dernek Karacasu’da bir ilkokul ve bir ortaokul binası yaptırarak çok önemli hizmetler yapmış, binlerce öğrencinin okumasını sağlamıştır. Özellikle ilkokuldan üç yıl sonra açılan ortaokul, ilköğretim yaşına gelen bir çocuğumuzun 8 yıl gibi uzun bir süre eğitim hizmetlerini Karacasu’da almasını sağlamıştır. O günlerin imkânları düşünülürse bu değer daha iyi anlaşılır.
Bir ilkokul yapma fikrini 1938 Belediyeler Dergisi’nden anlıyoruz. O dergide Karacasu Belediye Başkanı Ali Vehbi Tuncer:” Yeni ve muazzam bir mektep binasının on beş gün evvel vaz’ı esas resmi yapılmıştır.” demektedir. Açıklarsak, ilkokul binasının yapımı için 1938 Haziran ayında karar alınmış, bundan sonra dernek kurulmuş ve nihayet bu gayretler 1946’da semeresini vermiştir.
Sözünü ettiğimiz derneği kimler kurmuştur, bilmiyoruz desek de yaşlılardan öğrendiklerimize dayanarak birkaç kurucudan söz edebiliriz. Bunlar Osman Çilingiroğlu, Ahmet Altıntaş( Değirmenci Ahmet) Salih Alpbaz( Prof. Dr. Mete, Prof. Dr. Atilla, Avukat Yüce ve Eczacı Güven Alpbaz’ın babaları), Alirıza Uğur, Ali Galip Yolcu’ dur. Diğerleri kimlerdir, bilmiyoruz. Bu arada Belediye Başkanı Mehmet Ali Tuncer(1946-1949)Tekkeşin Mustafa Konuklar, Süleyman Kavurmacı, Durmuş Tezcan, Mustafa Tabak, gibi toplum önderi Karacasuluların da bu gayretler içinde olan diğer kişiler olabileceğini unutmamak gerekir.
Dernek isim olarak da dikkati çeker. Dernek, Karacasu sevgisiyle bir araya gelmiş üyelerden oluşur. Bu üyeler Karacasu’yu sevdikleri için pek çok özveriye talip olmuşlardır.
1942 yılında 4274 sayılı Köy Okulları ve Enstitüleri Teşkilat Kanunu çıkarılmıştı. Bu kanun; okulların kereste, kiremit, cam, çivi gibi hem yerelde bulunmayan hem de para ile alınması gereken malzemeleri devletin sağlayacağını belirtirken 18 ile 50 yaş arasındaki kişilerin de inşaatta kol gücü olarak çalışmaları mecburiyetini getirmişti. İnşaatta çalışamayanlar ise işçi yevmiyesi ödeyeceklerdi.
Karacasu’yu Sevenler Derneği, okul yapılırken; her dükkân sahibi ve Karacasu Dokumacılar Kooperatifi’nin her üyesi o günün parasıyla ya elli lira verecek veya 8 metre küp taş çekecek diye karar almıştı. Hem babamdan hem de dayımdan dinledim. Dayım Süleyman Yolcu: “ Paramız olmadığı için biz iki kardeş kendi hayvanlarımızla taş çektik. Getirdiğimiz taşlar 1 metre eninde ve 1 metre yüksekliğinde diziliyordu. 8 metre olunca biz görevimizi yapmış oluyorduk.” demişti. Bu eğitim imecesine katılanların bazıları da katırlarla ve sandık kasalar içinde Dandalas Çayı’ndan kum çekiyordu.
“İlk başta okulun su basmanı bitirildi. Fakat 1943’çe kadar
İmkânsızlıklardan inşaata devam edilemedi. “Ben o su basmanı üzerinde çok oyun oynadım. Bir süre inşaat o şekilde kaldı.” diyen Erdoğan Kabasakal bu tespitimizi doğrular.
Devletin o günkü koşullarını açıklayabilecek olan şu belgeyi okursak okullaşmanın hangi şartlarda yapıldığını daha iyi anlarız. Sevenler İlkokulunun inşa edilişindeki zorlukları da anlamış oluruz.
1943’te okullarını Karacasulular gibi kendileri yapmaya çalışan Yenice halkını temsilen Muhtar Emin Sayar, Millî Eğitim Bakanlığına bir yazı yazarak yeni yaptıkları bu okul için çimento yardımı ister. 1.6.1943 tarihli ve Bakan Hasan Ali Yücel İmzalı cevabi yazı aynen şöyledir
Mehmet Emin Sayar
Karacasu, Yenice Köyü Muhtarı
Aydın
Yenice Köyü’nde beş dershaneli bir ilkokul binası yaptırmakta olduğunuzu bildiren mektubunuzu aldım ve pek memnun oldum. Vekillikçe başlanmış inşaata da yetecek kadar çimento temin edilemediği için size müspet cevap veremiyorum. Yine vilayete verilen çimentolardan bir miktar alınmasına çalışmak muvafık olacaktır.
Her işinizde başarılar dileyerek, saygılarımı sunarım.
Hasan Ali Yücel
Millî Eğitim Bakanı
Cevabi Bakanlık yazısından Millî Eğitim Bakanlığının dahi kendi inşaatına çimento bulamadığı anlaşılmaktadır. Çimentoyu, değil Yenice bulsun, Karacasu bulsun!
Demem o ki Karacasu’yu Sevenler İlkokulunun inşasına Karacasu halkı hem madden hem bedenen katkı sağlamıştır. Yenice İlkokulu, Ataeymir İlkokulu, Karacasu Sevenler İlkokulu Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında yurdumuzda imkânsızlıklarla ve imeceyle inşa edilen okullara örnektir. Bu bakımdan eğitim tarihimizin bir zamanını anlatan eserlerdir.
Okul bittiğinde o günün yöneticileri çocuklara ne kadar büyük değer verdiklerini belirten güzel bir kitabe hazırlayıp okulun girişine duvara tutturmuşlardır.
BUGÜNÜN KÜÇÜĞÜ
YARININ BÜYÜĞÜDÜR
İDRAK EDENLERE NE MUTLU.
Çocuk eğitiminin bir ülkenin geleceğiyle ne kadar ilişkili olduğunu çok güzel anlatan pedagojik bir anlatımdır bu iki cümle. Yeni Cumhuriyet idaresinin ve Karacasu halkının gelecek nesillerin yetiştirilmesine verdiği önemi yansıtır. Yeni nesil o günün çeşitli marşlarında belirtildiği gibi : “alınlarında bilgilerden çelenkle” yetiştirilecektir. Okuma yazma oranı süratle attırılacaktır Çocukların eğitimiyle yetinilmeyecek halk mektepleri bile açılacaktır. Okuma odaları kurulacaktır. Velhasıl bir milletin bekası için nitelikli nesiller yetiştirilecektir.
Kitabe İki cümledir amma çok veciz bir ifadedir. Bilmem başka ilçelerin başka illerin hangisinin bir ilkokulunun girişinde bu kadar anlamlı ve Türk eğitim tarihiyle doğrudan ilişkili bir ifade vardır?
Toplum olarak bazen dikkatsizlikler de yapıyoruz. Ne yazık ki bir ara bu değerli kitabeyi okulun yapıldığı zamanki tuvaletlerin hemen yanında bulunan ve sonradan yapılan tahta örtülü odunlukta görmüştüm. Şaşırmıştım. Nasıl olup da oraya gitmişti, yerinden niçin sökülmüştü?
Hemen Okul Müdürü Adil Gümüş Bey’e gittim. Durumu anlattım. O da durumun önemini çok iyi anladığı için o kitabeyi oradan alarak eski/bugünkü yerine koydu. Sunduğumuz 1971 tarihli fotoğrafa dikkatle bakılırsa kitabenin o tarihte yerinde olmadığı hemen fark edilir.
Sevenler İlkokulu öğrencileri bugünkü yeni binaya taşınınca boş kalan bina Çıraklık Eğitim Merkezine verildi.
Okulun iç kısımlarında değişiklikler yapıldı. Ön cepheyi ne yapalım diye düşünmüşler herhâlde, bir de baktık ki bizim kitabe ön cephede, fayanslarının altında kalmış, görünmez olmuştu. O günün yöneticilerine defalarca söylememe rağmen fayanslara dokunamadık. En sonunda Kaymakam Reşat Özdemir’in emriyle fayanslar söküldü ve kitabe tekrar ortaya çıktı.
Okul 2012’de İmam Hatip Okuluna dönüştürülürken ön cephe kaplamasında değişiklik yapılmasına rağmen Cumhuriyet Dönemi eğitim anlayışını ve yerel bir eğitim öyküsünü yansıtan bu kitabe korunmuştur.
1946’ların Karacasuluları ne kadar da haklıydılar:
BUGÜNÜN KÜÇÜĞÜ YARININ BÜYÜĞÜDÜR.
İDRAK EDENLERE NE MUTLU.
Aşağıdaki fotoğrafların üstünü tıklarsanız büyütebilirsiniz.