0542 597 01 45

kuruuzum1947@hotmail.com

0542 597 01 45

kuruuzum1947@hotmail.com

Karacasulu İki Yazarın Dört Yeni Kitabı Çıktı

Karacasulu İki Yazarın Dört Yeni Kitabı Çıktı
Son dönemde Karacasulu hemşerilerimizin kitapları çıkıyor. Çok hem de çok seviniyoruz.
Çünkü yazma işinin ne kadar özel bir şey olduğunun bilincindeyiz. Yazmak, hele hele yazılanları herkese  apaçık sunmak bir özgüven gerektirir. Yazan kişi duygularını, düşüncelerini, hayallerini, dili kullanma becerisini, birikimini sunar başka insanlara. Yazılanlara bakarak o insanın neyi ne kadar bildiğini, zekasını, birikimini, duygularını… hemen anlayabilirsiniz. Kolay şey midir bu?
Bu yüzden yazan, çizen, yontan, kuran, kurgulayan insanlara ayrı bir değer vermek, onlara toplum olarak ayrı bir özen göstermek gerek.
Karacasu son 20 yıldır tarihinin hiçbir döneminde görülmemiş oranda basılı eserler kazandı. Araştırmaya dayalı eserler, romanlar, gezi yazıları, denemeler, dergiler gördük . Şiir kitapları da bütün bu güzelliklerin kreması gibiydi.
Gelecekte yaşayacak Karacasulular 1990-2014 yılları arasında Karacasu’ya ait bu eserleri görecekler. Bu dönemde yaşayan Karacasuluların dili nasıl kullandıklarını, duygularını, hayallerini, üzüntülerini, sevinçlerini, özlemlerini daha iyi anlayabilecekler.
Bu bakımdan Karacasu’ya eserler kazandıran bütün kardeşlerimiz, bugünü, yarının Karacasulularına taşımış olacaklar.
 Karacasulu Rahmetli Salih Alpaz’ın  iki eseri evlatları tarafından piyasaya sunuldu. Salih Alpbaz amcamızın oğlu Prf. Dr. Atilla Alpaz da bir roman, bir de şiir kitabı kazandırdı bizlere.
Merhum amcamız Salih Alpbaz’a evlatları şahsında teşekkürler ediyoruz.
KARACASULU KOCA RÜŞDİ ve ZURNACI ALİ EFE isimli eserler Karacasu yereliyle ilgili pek önemli ipuçları sunarken  Zurnacı Ali Efe kitabındaki Kurtuluş Savaşı ile ilgili  bazı bilgiler araştırmacıları uyarır nitelikte.
Atilla hocamızın roman türü gibi zor bir türü denemesi kutlamaya değer. ÇELİŞKİLER isimli romanda; romanın ismindeki gibi bireyden yola çıkılarak topluma da sinmiş çelişkiler üzerinde durulmuş. Dedim ya roman türü benim için her zaman ayrı bir değere sahiptir. O güne kadar olmayanı bizzat kendi beyninizin içinde yaşatır, bir sinema gibi beyninizde yaşattıklarınızı sabırla, uzun uzun kağıda dökersiniz. Sözün özü emek yoğun bir çalışmadır ve yazarın yaratıcılık yanı, kurgulama becerisi daha bir ortaya çıkar roman türünde.
İkinci kitabı da YÜREKTEN DÖKÜLENLER isimli şiir kitabı. 54 şiir var içinde. Ben şiirlerin tümünü bir solukta okudum. Tabiat sevgisi sılaya, özlemler, sıcacık sevgiler, yaşamın hüznü, ölüm, kader… hemen söylenebilecek bazı temalar.
Kutluyoruz yazanları çizenleri. Ama Salih Alpaz’ın kimsenin yazmadığı zamanlarda  yazmayı düşündüğü, bizlere Karacasu ile ilgili pek çok not bıraktığı için ayrı tutuyoruz. Bütün zamanlar içinde geçmişten bize pek çok şey aktaran iki kişiden birisi olduğu için onu bir daha selamlıyoruz.
Sözümü ATİLLA ALPAZ hocamızın aşağıdaki şiiriyle ve  ÜZÜMÜN KURUSU isimli kitabımın   önsözüne yazdığım yazıdan aldığım şu satırlarla bitiriyorum:
 Zaman içinde kendisinin ve her şeyin durmadan değiştiğini fark eden insanoğlunun kendi yaşadığı dönemin öncesini sonuçlarıyla yaşasa bile; sonrasını yaşayamayacak olması; insanlığın ne kadar değişeceğini sezip de ne şekilde değiştiğini görememesi bir hüzün olmuştur. Bu yüzden kitaplar, dünyanın değişmez gerçeğini fark edip de bir işe yaramanın gereğine inanmanın repliklerini verir herkese.

KARACASU YAYLALARI

Yüreğimde bir sızıdır,
Çocukluk anılarım.
Pınarlardan soğuk suların aktığı,
Kelebekler topladığım,
Yaşadığım Karacasu yaylaları.
Erguvan yapraklarını para yapıp, Koşturmaca oynadığım arkadaşlarım.
Hepsi yüreklerde.
Andıkça yüreğimin burkulduğu,
Karıncalıdağ’ın yandığı günler,
Yüreğimi dağlayan yanık kokuları,
Kahvederesi Yaylası
Çocukluk anılarım.
Testi ile su doldurduğum, Erikli, Tabane, Söğütlü, Düğmeli, Alaşehir Pınarları
Hatırlayan kaldı mı o günlerden
Yaz akşamları testi savaşları?
Kokularını unutamadığım,
Oğulması elma ve erguvan ağaçları.
Uzaktan gelen gıcırtılı,
Cıngırdak dediğimiz tahtaravellinin sesi.
Yaylada çaldığım kavalın,
Sesine cevap veren Karıncalı dağları.
Çınar altında içtiğimiz demli çaylar,
Ali dedenin katmeri
Tadını başka yerde bulamadığım
Oğlak kebeplerı.
Çocukluk anılarım,
Karacasu Yaylaları.
Hatırlayan var mı acaba,
Koştukça pat pat ses çıkaran
Toz dumana kattığımız,
Pat pat yolunu?
Araba peşinde koştuğumuz,
Süs yolu dediğimiz Yayla yolunu
Unutmak kolay mı?
Bir ömür böyle geçti işte.
Hepsini hasretle andım.
Bilmem ne zaman nerede?
Mezarım bir yerlerde olacak?
Kokulu nergisler,
Mavi sümbüller,
Unutturur mu acaba geçen yılları?
Her toprak Allah2ın
Her yerde aynı toprak.
Sanırım ruhumda kalacak,
Kokusu toprak yolların.
Eğer varsa yaşam ölümden sonra Bilinmez ki
Yaradan’ın sırrı gizli
Varsa var yoksa yok ama
Ruhumda kalacak
Canıma can veren yaylalar
Daha on beş tanesi
Nacıpınar, Kahvederesi
Ruhumda Yaşayacak
Çocukluk anıları.