0542 597 01 45

kuruuzum1947@hotmail.com

0542 597 01 45

kuruuzum1947@hotmail.com

Karacasu’da Kültür Varlıkları

KARACASU’DA KÜLTÜR VARLIKLARI

Bu yazımızda size Karacasu kültür varlıkları üstüne birkaç düşünce ve öneri sunacağız. Buna geçmeden önce konumuza bir hazırlık olsun diye bazı tanımlar ve açıklamalar da yapacağız. Örneğin KÜLTÜR ve KÜLTÜR VARLIKLARI NEDİR sorusuna yanıt vereceğiz.

Kültür, bir insan topluluğunun yaşadığı bütün zamanlar içinde yaşamını madden ve manen sürdürebilmek için ürettiği özelliklerin tümüne verilen isimdir. Yemek yemek için yaptığımız kaşık bir kültür varlığıdır. Evlerimiz, evlerin içinde kullandığımız her şey, dükkânlar, dükkân biçimleri orada kullanılan bütün aletler, cep telefonları, masalar, oyalar… kültür varlığıdır. Kurban kesmemiz, bayramlarımız da kültür varlıklarımızdır. Saymakla başa çıkmaz ki… Bunları yaratan bilgi havuzuna da kültür deriz.

Her toplum yaşamı süresince yaşamını sürdürebilmek için kendine göre aletler, araçlar geliştirmiş; yine kendine göre müzik, sanat eserleri ve ananeler oluşturmuştur. Bunun için Türk kültürü, Alman kültürü… gibi ayırıcı genellemeler yaparız. Yaptığımız aslında bir üst kültür tanımıdır.

Bir de Karacasu, Kars kültürü…deriz ve böylelikle alt kültürün de ne olduğunu da açıklamış oluruz. Mesela bamya yemeğine, patlıcan dolmasına gösterdiğimiz ilgi Karacasu kültürünün bir ürünüdür. Her Karacasulu patlıcan dolması dendi mi neden, nasıl bir yemekten, hangi kıvamda, lezzette bir yemekten söz edildiğini gayet iyi bilir. Bu lezzet, kıvam ve şekil her Karacasulunun beyninde vardır. Yine bu lezzet, kıvam ve tat yüzyıllardır bir Karacasuludan diğer Karacasuluya sosyal bir çevre içinde aktarılıp gelmektedir. Bu sebeple Karacasu’ya özgü bir kültür yaşamaktadır. Mesela iş disiplini, tutumlu olmak, aile kurumunun devamına büyük özen göstermek de Karacasu kültürünün diğer, bazı örnekleridir. Her Karacasulu bu kültür ortamında yaşar, içinde doğduğu kültürel ortamın özellikleri ana-babasından, yakınlarından, arkadaşlarından, okuldan, sokaktan ve iş ortamından öğrenir.                                 Bu kültürden-alt ve üst kültürden- etkilenir ve tek başına bu içinde yaşadığı kültüre katkılar da sağlar. Mesela testici Hamdi Kiriş’in seramik düdüğü yapmış olması, Karacasulu bir şairin şiirleri, Karacasu ile ilgili yazılmış her türlü doküman… Karacasu kültürüne bir katkıdır.

Birey kültür içinde hem kendi kültürünü oluşturur hem de başka kişilerin kültür dünyalarına katkıda bulunur. Kişi değişir ve değiştirir. Sosyalleşme süreci birey kültürünün oluşmasını sağlar.
Türk kültürü dediğimiz üst kültür de bu alt kültürlerin ve evrensel kültürden kendi kültürümüze girmiş kültür unsurlarının toplamıdır.

Kültür, durağan değildir. Zaman içinde değişir. Maddî  kültür varlıkları hızla değişirken  yargılar, gelenekler, tercihler…gibi manevî kültür unsurları daha yavaş değişir. Bu iki kültürel değişimden manevi kültür değişiminin maddî kültür değişiminden geride kalması toplumda bir uyumsuzluğa, anti sosyal davranışların ortaya çıkmasına, bireysel huzursuzluğa sebep olur. Örneğin, cep telefonu (maddi kültür) hızla yaygınlaşmaktadır; ancak onu kullanma görgüsü (manevi kültür) aynı hızda gelişmemektedir. Bunun sonucu olarak toplu mekânlarda yüksek sesle konuşulmakta, tiyatro, cami gibi yerlerde cep telefonunun kapatılmasına özen gösterilmemektedir. Son model arabalar(maddî kültür varlığı) hızla değişirken bu arabaları kullanma disiplinimiz(manevî kültürümüz)aynı hızda gelişmemekte böylelikle şikâyetçi olduğumuz trafik sorunlarıyla karşılaşmaktayız.

Gerek ülkemiz gerekse onun küçük bir kültür örneği olan ilçemiz uzun yıllardan beri maddî kültür varlıklarının zenginleştirilmesinde ve değiştirilmesinde büyük bir değişim hızını yakalamış; ama manevî kültür dünyasını değiştirmekte, kültürü aktarmada, kültürü korumada, kültürlenmede aynı hızı yakalamamıştır. Bu yüzden içine düştüğümüz sorunların tanımında ve çözümünde yeterli başarıyı gösterememişizdir. Karacasu’nun nasıl zenginleşeceği, Karacasu’nun nasıl daha mutlu bir toplum olacağını konuşur durur,  pek çok insansı davranışlarımızın yanlışlıklarından söz eder dururuz da bunların çözüm formüllerini bir türlü net olarak ortaya koyamayız. Mesela bir kültür varlığımız olan Yemezzade Süleyman Rüşdî’nin yaşam öyküsündeki değişimci, radikal kişiliği tanıyabilseydik, onun: “Din sadece Cennet ve Cehennem değildir. Kasabada kanalizasyon suları akarken biz bakıp duran insan olamayız, bu kasabaya sular ve çeşmeler gerek…” sözlerini günümüze aktarabilseydik; mesela Kurtuluş Savaşı’nın Karacasu Müftüsü Mustafa Hulusi kadar doğru yerde durabilseydik, mesela 1890’ların Karacasu’su kadar 2010’nun Karacasu’yunu Aydın’ın en çok yüksek okulu olan bir belde hâline getirebilseydik ve en önemlisiiiiiiiiii bu kültür varlıklarımızı  bugünlere aktaran bir toplum olsaydık Karacasulu olarak, bugün, daha başka bir toplum içinde yaşardık. Sorunlarımızı daha çabuk saptar ve çözerdik. Demek ki kültür sadece yol, su, elektrik, süslü ev, son model araba değildir.

Karacasulu olarak nasıl bir kültürümüz var, maddî kültür varlıklarımız, manevî kültür varlıklarımız nelerdir, bunların bir envanteri yapılmış mıdır, alt ve üst kültüre neler eklemişiz, neler üretmişiz… şeklinde çoğaltabileceğimiz konusu kültür olan onlarca sorunun yanıtları üzerinde çalışmalıyız. Ve yine:

Kültürümüzün geçmişteki varlıklarını nasıl konserve ederiz, bu varlıkları nasıl çoğaltırız, bu varlıkları gelecek kuşaklara aktararak nasıl bir ortak kent belleği oluşturabiliriz soruları Karacasu’yu yönetenlerin çözmesi gereken konular arasındadır.

Karacasu’nun Tarihî Kentler Birliğine girmesi projesini başlatan Karacasu Vakfı’nın kültür çalışmaları Karacasu’da paha biçilmez bir kültür varlıkları bilinci oluşturmuştur. Bu cümleden olarak Vakfın çıkardığı Karacasu Vakfı dergisi, kitapları kültürün korunmasında büyük katkılar sağlamaktadır. Mesela Subaşı Mescidi’nin doğru anlayışla restorasyonu yine örnek olsun diye Vakfımızca gerçekleştirilmiştir. Köseoğlu Çeşmesi, Efendiler Çeşmesi doğru biçimde restore edilen kültür varlıkları olmuştur. Bir eski Karacasu evinin Cengiz Bektaş gibi büyük bir ustanın öncülüğünde restore edilmesi ise son yılların en göz alıcı restorasyon ve kültür çalışmasıdır. Hacret ,Küçükarık ve Cumaönü Camilerinin kurallara uygun bir biçimde restore edilmesi/edileceği ise   çok sevindiricidir, güzeldir. Karacasu’daki bütün tarihî kitabeleri anlaşılır Türkçeye çevirme ve bu yeni metinleri yerlerinde levhalar halinde asma işi ise çok anlamlı olmuştur. Etnografya Müzesi’nin açılması güzel bir çalışmadır.

Bütün buna benzer kültür çalışmalarının Karacasu’daki geçmişi 15 senelik bir zamana dayanır. Ondan önceki bütün zamanların, mesela, belediye meclis zabıtlarının büyük kısmı, dernek karar defterleri, geçmiş yaşayışların fotoğraf örnekleri, video kayıtları, festival kayıtları, yaşayış biçimlerini anlatan öyküler, yazılar…geçmişin kıyafet örnekleri, dokumacılıkla ilgili bir tek tezgah örneği ne yazık ki yoktur. Kasaba kültürü ile ilgili panellerin, sempozyumların tutanakları yoktur. Yani manevî kültür varlıkları maddî kültür varlıkları kadar korunamamış, geliştirilememiş, bugüne yorumlanarak aktarılamamıştır.

Neler yapılabilir, konunun detayları nedir sorularının yanıtı el yordamıyla bu yazıda anlatılmaya çalışılsa da kültür çalışmaları çok spesifik bir çalışma ve uzmanlık gerektirir.

Karacasu’da yaşayan ve kültür konularına ilgi duyan herkesin bu çalışmalara- çalışmanın özelliğine rağmen- birikimi kadar katkıda bulunabileceğini düşünüyoruz.

Kasabamızda en kısa zamanda bir KENT ARŞİVİ kurulmalı ve bu kuruluş çağdaş normlara uygun olmalıdır.

Karacasu’nun kültür envanteri derken çeşmeler, evler, hamamlar… düşünülmemelidir sadece. Bu anlayışla acilen KARACASU KÜLTÜR VARLIKLARI ENVANTERİ hazırlanmalı bu envanterden yola çıkılarak kültür varlıklarının korunmasının ve yorumunun nasıl yapılacağı konusu uzmanları tarafından saptanmalıdır.

Bu yazımıza bir kültür çalışması örneği olsun diye hem maddî hem manevî bir kültür varlığımız olan aşağıdaki tarihî ve onurlu telgrafın bir mermer kitabe hâlinde kasabamızın en güzel yerine konmasını halkımıza ve belediyemize öneriyorum. Bu kültür varlığımız ile geçmişte yaşananları, geçmişin anlayışlarını günümüze aktaralım ve ortak kasaba bilincimizi zenginleştirelim diyorum. Ve de BAYBURT’un Baksı (Bayraktar) köyünden çıkıp ressam profesör olabilen Hüsamettin Koçan’ın, köyüne uluslar arası çapta bir sanat müzesi yapmasının sebebini ve zenginliğini anlayalım diyorum.

(Aşağıdaki telgraf 28 Mayıs 1919’da İzmir’in işgaline karşı çıkan Karacasu halkının temsilcileri tarafından hükümete çekilmiştir)

“Başbakanlık Makamına,

Temiz soyumuz ile apaçık bir şekilde hak ettiğimiz memleketimize bugün korsanca bir elin uzandığını yani  İzmir’in işgal edildiğini üzülerek haber aldık. Layık olmadığımız ani bir darbe ile hayati bir merkezimize bütün dünya milletlerinin ve tarihin tanıklığı önünde vurulan düşman hançeri,  vatansever azmimizle ve Türklüğe has olan temizliğimizle ve büyüklüğümüzle bizleri vatan için ölmeye hazırladı.

Bugün ilçe merkezinde toplanan bütün halk: “ İzmir’in Yunanlılarca işgali, devletlerin haklarına, hukukuna isyandır. İşgalde ısrar etmek bizim için ölüme bir teşvik olmaktan başka bir şey ile ifade edemez. Yapılan işgal kabul edilemez. İnsan evlatlarının kanının haksız yere dökülmesinin önlenmesi girişimlerine başlanmalıdır.” kararını aldı. Ve elim akıbetlerine, canını fedaya hazırlanan yirmi bin kişi mitingde ölmeye yemin etti.

Genel Harbe katılmamız beş altı maceracı komitecinin yanlış hareketlerinden hâsıl olmuştur. Wilson’un adaletli prensibine kanaatle İtilaf Devletleri’nin adaletlerinden ümitli olarak silahlar terk edildi ise de ta Selçuklular devrinden miras kalan ve Türk unsuru ile yerleşik vatanımızın en ufak parçasının bile ansızın alınmasına ve işgaline kesin olarak kayıtsız kalamayacağız.

Bütün millet varlığı ile ölmeye hazırız.

Bizi bu azmimizden hiçbir kuvvetin döndüremeyeceğine son ve kesin olarak karar verip bu düşüncelerimizi size sunuyoruz.

Bilinen hukuktan vatanımızın korunmasını isteyerek cevabını makine başında bekliyoruz.

Belediye Başkanı Fevzi

İlhakı Ret Cemiyeti Reisi Müftü Mustafa

Eşraftan:

Mustafa, Hafız Necip,Hacı Salih, İbrahim Ethem,Ahmet Tevfik,Ahmet Necip Sabit,Ahmet Hilmi,Necip, Ahmet ,Mehmet Nazmi,Ali,Yusuf,Mehmet Hilmi,Ali, Ahmet,Mustafa, Mehmet Şevki,Ali Rıza,Mehmet,Süleyman,Fazılzade Mehmet Niyazi,Selanik Muhacirlerinden Şükrü,Salih, Şeyh Mehmet(1)

——————————————————————————————————————————

1-Zeki Sarıhan, Kurtuluş Savaşı Günlüğü, Ankara 1993,s.243

Türk Millet Mücadelesinden Örnekler, Millî Direnme Evresinde Düşman İşgallerine Karşı Protesto Telgrafları(VII) Belgelerle Türk tarihi Dergisi Dün, Bugün, Yarın,Ağustos 1997,Sayı 7,s.21

Yrd. Doç. Dr. Mehmet Başaran,19.Yüzyılda Karacasu, Karacasu Vakfı Yayınları,1999,İzmir, s.19