0542 597 01 45

kuruuzum1947@hotmail.com

0542 597 01 45

kuruuzum1947@hotmail.com

KAHVEDERESİ’NDE ÜÇ GÜZEL

Koca yaz gelmedi gelmedi de tam geldi şu günlerde!

Sıcak hava insanı bunaltıyor. Yakıcı sıcak altında bir gül saatlerce nasıl durur hep şaşırıyorum. Dokunsan eriyen  gül ne yapıp yapıp sıcağa teslim olmuyor. Bahçemizdeki güle bakıyorum ve kendime: “Bak Hüseyin,gül bile sıcağı yeniyor.” diyorum.

Yaylada olmamıza karşın bazen sıcak insanı yıldırıyor. Kitap okusak, bir iki iş ile uğraşsak bile üstümüze abanmış sıcak galiba hepimizi biraz gevşetiyor.

Sitemiz hemen hemen bazı ölüm haberleri dışında size bir şeyler sunamadı. Dedim ya yaz tatili, sıcak vs.

Ama sizlere yazmadan da olmuyor. Yazın Kahvederesi yaylası kahvesine gelen dışarıdaki Karacasulularla oturduk. Onlar : “Biz ÜZÜMÜNKURUSU sitesini izliyoruz dedikçe inanın pek mutlu oldum ve mutluluğu defalarca yaşadım. Hele hele Antalya’da yaşayan Serdegül SÖNMEZ hanımın  konuşurken sözcükleriyle sunduğu içtenliğine, yüzüne yansıyan coşkusuna, yaşamı kendince yorumlayan felsefesine bayıldım.(Serdegül Hanım, bıraktığın üç kitabı da okudum. Çok sevindiğini görür gibiyim.)

Bir öğretmen kızımızla konuşurken tanımadığım ve yeni evlendiği öğretmen eşinin: “Ben sizi yazılarınızla tanıyorum, ÜZÜMÜNKURUSU sitesini dikkatle izliyorum demesine de bayıldım.Hele hele onun bizim öğretmen ALİ Akar’ın kardeşi olmasına daha da sevindim.

Serdar Kerman Bey’in ve değerli eşinin Türbe civarında eskiden yaşadıkları evlerini özlemle arayışlarını gördüm. Onlarla çok güzel, ufuk açıcı sohbetler ettim. Onların Süleyman Rüşdî ile ilgili olarak bıraktıkları değerli bilgilere çok sevindim. Bu bilgileri kitabımızın dördüncü baskısında kullanacağım.

Örnekleri çoğaltmak  mümkün. Ama daha yazacaklarım var.

Yani siz, ben gevşetsem de YAZ,SİTEYİ CANLI TUT diyorsunuz bana.

Size bu yazımda Karacasu Yaylası’yla ilgili olan ve kendimce ilginç bulduğum konulardan söz edeceğim.

1-AĞAOĞULLARI NAMAZĞÂHI’NIN DÜZENLENMESİ:

Aydın’dan tanıdığım Turgut Portakal ağabeyim yayladaki bahçeleri bitişiğinde bulunan namazgâhı temizletti. Duvarlarını düzenledi, zemini betonla tesviye etti. Her yanı otlarla, erguvan dallarıyla dolu bu yer önce temizlendi, sonra taş duvarlar orijinalliği bozulmadan düzeltildi. O köşedeki dağınıklık ortadan katlı. Bana heyecan veren bir yapı çıktı ortaya. Aşağıdan Karıncalı yönünde bakıldığında Hitit yapısını andıran görüntüyü çok hem de çok sevdim.

Kahvederesi Yaylası’nda, diğer yaylalarımızda bakımsız, bu çeşit namazgâhlarımız pek çok var. Onlar da bir hayırseverin ellerinin uzanmasını bekliyor. Yaz sıcağında ta Didim’den bu iş için gelip giden Turgut ağabeyimizi n heyecanını ve cömertliğini kutluyor ve ona teşekkür ediyoruz.