Aşağıdaki yazıyı Kemal Kabasakal göndermiş. O da bir fotoğrafla birlikte bir dosya şeklinde bir yerlerden almış. Paylaşmak duygusuyla bana göndermiş. Yazıyı okudum ve karamsarlığa düşmeden ben de yaşam üzerinde düşündüm. Sizlerin de yaşamın bu çelişkileri üzerinde düşünmesini istedim.
Kemal Kabasakal’a teşekkür ediyoruz.
“Hayat ne garip bugünlerde; mallarımız arttı, keyfimiz azaldı! Daha büyük evlerde kalıyoruz ama daha küçük ailelerde yaşıyoruz. Konforumuz arttı; ama zamanımız daraldı! Diplomamız bol ama sağduyumuz az! Uzmanlıklar arttı ama sorunlar çoğaldı! İlaçlar çoğaldı, hastalıklar arttı!
Sorumsuzca para harcıyoruz; ama az gülüyoruz! Trafikte çok hızlıyız; ama çabuk parlıyoruz! Akşam geç yatıyor, sabah yorgun kalkıyoruz! Kitabı az okuyor, televizyonu çok seyrediyoruz! Varlığımızı arttırdık; ama değerlerimizi yitirdik! Çok konuşuyor; ama az gönül veriyoruz ve bol yalan söylüyoruz! Para kazanmayı öğrendik; ama yuva kurmayı beceremedik! Hayata yıllar ekledik, yıllara hayat katamadık! Ay’ a kadar gidip dönmeyi biliyoruz; ama komşumuza geçmek için karşıya geçmiyoruz! Uzaya ulaştık; ama ruhun derinliklerine inemiyoruz! Havayı temizledik ama ruhları kirlettik! Atomu parçaladık, önyargılarımızı yıkamadık! Çok yazıyor; ama az gelişiyoruz! Daha çok plan yapıyoruz ama daha az sonuç alıyoruz! Acele etmeyi öğrendik; ama sabırlı olmayı asla! Gelirimiz arttı, karakterimiz zayıfladı! Tanıdıklar çoğaldı, dostlar eksildi! Çabalar arttı; ama mutluluklar azaldı! Bilgisayar ağları kuruyoruz, bilgi otoyolları inşa ediyoruz; ama kendi aramızdaki iletişimde zorlanıyoruz! Dünya barışı der, silahlanırız! Daha mutlu olmak için somurtarak çalışırız! Yani bugünlerde; eve çift maaşın girdiği; ama çiftlerin boşandığı! Güzel evlerin yuva olamadığı! Kısa seyahatlerin, kâğıt mendil gibi ilişkilerin, yıka çık gönüllerin, tek geceliklerin, kilo dertlerinin ve her derde deva vitaminlerin, vitrinlerin dolu; ama gönüllerin boş olduğu günlerde yaşıyoruz!”
|