Günaydın hepinize,
Karacasu Yaylası’nda saat 07. Güneş bir adam boyu yükselmiş . Dandalas Vadisi’nin üstü boydan boya bir sisle kaplı. Hava biraz soğuk.
Yaylada birkaç aile denilebilecek kadar az insan kaldı. Onlar da kurbanlarını kesip kasabaya veya geldikleri kentlere dönecekler.
Sonra bütün yazı şen şakrak geçirmiş yayla sokakları yapayalnız kalacak.
Mevsim yaylada yazdan daha güzel. Sonbaharın olgunluğunu yaşayan ağaçlar bütün meyvelerini verdiler. İnsanlar da elmalarını, eriklerini, şeftalilerini, armutlarını, üzümlerini; salatalıklarını, domateslerini, biberlerini durmadan topladılar. Tarhanalar, salçalar yapıldı. Biberler kurutuldu. Patlıcanlar oyuldu. Önümüzdeki hafta içinde sıra pekmez ve kara ekşi yapmaya gelecek.
Aşağılardaki camiden Kurban Bayramı ile ilgili konuşma duyuluyor.
Saat sekiz sıralarında camiden bayram namazı kılınarak çıkılacak.
Bayramlaşma hemen caminin içinden başlayarak cami önünde, çarşıda, sokaklarda nihayet evde aile bireyleri arasında sürüp gidecek.
Bu bayram biraz daha telaşlı biliyorsunuz. Evlerimizin avlularından sokaklara taşan kuzu melemeleri ve erkeçlerin o özel sesleri yavaş yavaş kesilecek, kalmayacak.
Evler dünden temizlendi. Bıçaklar, tencereler; tuz, karabiber; kasabın kullanacağı çengel, ip, kazma, kürek de dünden hazırlananlar arasında.
Bir saat sonra kasabımız gelecek. Erkecimizi kesecek. Sonrasını bütün Karacasulular bilir zaten. Ateşte pişen karaciğer, böbrek küçük parçalar hâlinde kesilecek evdeki herkese dağıtılacak. Kavurmanın ve haşlamanın sırası çok daha sonraları gelecek.
Velhasıl bir bayramı yüzyıllardır sürüp gelen kuralları içinde yaşayacağız.
Şükür Allah’a.
Bugüne kavuşabildiğimiz, bugünü yaşayabildiğimiz için binlerce şükür.
Karacasu’dan uzaklarda olan bütün insanlarımıza tekrar günaydınlar. Tekrar tekrar merhabalar diyorum.
Sabahleyin, içinde sıla özlemi olanlar varsa, hayattan ayrılanlarımız için içlerinde bir burukluk duyanlar varsa ne ilki bendim ne de sonuncusu benim deyip kendilerini teselli etsinler derim.
Sabahleyin ve gülümseyen güneş çokkkk güzel ve bunu fark edebilmek çokkkk değerli.
Görmek, işitmek, duymak, yürümek, su içmek… çokkk hem de çokkk değerli.
Dostluklar, barışmalar…çok değerli.
Nazım şöyle demiş, demiş de güzel eylemiş:
Bir haber etmeden haberimizi alırsın
Yedi yıllık yoldan kuş kanadıyla gelirsin.
Gözümüzün dilinden anlar,
Elimizin sırrını bilirsin.
Namuslu bir kitap gibi güler
Alnımızın terini silersin.
O, gider, bu gider, şu gider,
Dostluk,
Sen yanı başımızda kalırsın.
Dostluklar, kucaklaşmaya dönsün bugün. Sadece el sıkmayın. Ortam uygunsa, sarılın birbirinize. Sevgiye, şefkate toplum olarak çok ihtiyacımız var. Bugün tam da sırası yaralı kanatlarımızı sarmanın.
İrem Derici’nin KALBİMİN TEK SAHİBİNE isimli şarkısının sözlerini yazıyorum sizlere bugünün armağanı olsun diye. Nasıl olsa çoğunuzun mobil telefonları var. Lütfen bu şarkıyı gözlerinizi yumup dinleyin. Dostluğun aşkla ne kadar güzelleştiğini; ezgiyle ve sesle nasıl doruklarda dolaştığını yaşayın.
Bütün Karacasuluların bayramlarının mübarek olmasını diliyorum.
Ellerimi fark ettiniz mi bilmem ellerinizi tutuyorum.
Saygılarımla, özlemlerimle.
Dualar Eder insan Mutlu Bir Ömür için
Sen Varsan Her Yer Huzur Huzurla Yanar içim
Çok Şükür Bin Şükür Seni Bana Verene
Yazmasın Tek Günümü Sensiz Kadere
Ellerimiz Bir gönüllerimiz Bir Vedalar Denizler Engeldir Sevene
Bu Şarkı Kalbimin Tek Sahibine
Ömürlük Yarime Gönül Eşime
Bahar Sensin Bana Gülüşün Cennet
Melekler nur Saçmış Aşkın Yüzüne
Dualar Eder insan Mutlu Bir Ömür için
Sen Varsan Hep Her Yer Huzur Huzurla Yanar içim
Sen Varsan Her Yer Huzur Huzurla Yanar içim
Çok Şükür Bin Şükür Seni Bana Verene
Yazmasın Tek Günümü Sensiz Kadere
Ellerimiz Bir gönüllerimiz Bir Vedalar Denizler Engeldir Sevene
Bu Şarkı Kalbimin Tek Sahibine
Ömürlük Yarime Gönül Eşime
Bahar Sensin Bana Gülüşün Cennet
Melekler nur Saçmış Aşkın Yüzüne
Dualar Eder insan Mutlu Bir Ömür için
Sen Varsan Hep Her Yer Huzur Huzurla Yanar içim