DUBAİ’DEN DE İZLENİYORMUŞUZ.
Sitemizi kurmayı hayal ederken yaşadıklarımızı yaşayacağımızı inanın ki pek hayal etmemiştik. Çünkü sadece Karacasu’yu , Karacasu kültürünü , kültür varlıklarını, Karacasu insanları arasında sıcak ilişki kurmayı, Karacasu insanının yeteneklerini ön plana almayı amaçlayan sitemizin dar bir alanı konu edinmesi kuşkularımızı artırıyordu. Bir düşünürseniz bizim durumumuzu daha iyi anlarsınız. Yazıyoruz çiziyoruz, resimler topluyoruz, eski fotoğraflar temin ediyoruz , kasabamızdan fotoğraflar çekiyoruz ve bunları bir kompozisyon içinde bilgisayara yüklüyoruz. Ondan sonrası bizi izleyenlere kalıyor.
Bir ileti alıyoruz. O ileti mesela Fransa ‘dan , mesela Almanya’dan Konya’dan Van’dan Antalya’dan Ankara’dan… gelmiş oluyor. Anlıyoruz ki o yerlerde sitemizi izleyen Karacasu sevdalısı insanlarımız var.
Geçen akşam Karacasu’daydım. Yirmi bir sıralarında hafif hafif yağan yağmurun altında Karacasu çarşısını dolaşıyordum. Biraz yalnız; ama sakin, huzurlu sokaklardaydım. Karacasu’da akşamları berberler kahveciler lokantacılar açık olur çoğunlukla.
Ercan KAZANÇLI eskiden kiracımızdı, berberdi. Onun Dubai’ye çalışmak için gittiğini biliyordum. İki yıl kadar önce gitmişti. Bu sessiz gecede bir berber dükkânında onu görünce şaşırdım. Demek Dubai’den dönmüştü. El sıkıştık, kucaklaştık. Hoşbeşten sonra Dubai yaşamını anlattı. Ama bir ara öyle şeyler anlattı ki anlattıklarını sizlerle paylaşmak istedim. Ercan şunları anlatıyordu:
“ Hocam malumunuz Dubai’deyiz. Günlük işlere gidip geliyoruz. Akşamları da Türkiye’nin çeşitli yerlerinden Dubai’ye gelmiş arkadaşlarla toplanıp konuşuyoruz. Çay içiyoruz. Bir gün bir akşam böyle bir söyleşide arkadaşlarımızdan birisi :
-Ercan, ya sizin memlekette Süleyman Rüşdî diye muhterem bir zat yaşıyormuş. Sen biliyor musun?
-Sen yanlış öğrenmişsin. Süleyman Rüşdî yaşamıyor. Onun kabamızda türbesi bile var, diye onu yanıtladım. Sonra merak etim.
-Sen bunları nereden öğrendin, diye sordum. Üzümün Kurusu isimli bir site var. Kurucusu Hüseyin KURUÜZÜM deyince şaşırdım. Hadi canım sen de! Hüseyin KURUÜZÜM benim eski dükkân sahibim demem bu sefer arkadaşımı şaşırttı. Ben böyle bir sitenin varlığından habersizdim. İkimiz hemen bilgisayarın başına geçtik. Arkadaşım siteyi açtı. Hocamın fotoğrafı karşımda duruyordu. Merakla yazı bölümlerini, haberler bölümünü, nostaljik ve güncel fotoğrafları bir nefeste izledim. Mutluluğuma diyecek yoktu Karacasu haberlerini bu siteden ben de takip etmeye başladım.
O bunları anlatınca tabii ben de çok mutlu oldum. İşe yaramak duygusunu derin bir zevkle yine yaşadım.
Yağmur dışarıda hafif hafif yağıyordu. Sokaklar sessizdi. Ama ben yolda giderken o saatlerde acaba dünyanın neresinde izlendiğimizi merak ediyordum.
Japonya’dan Halil KAYAOĞLU, Çin’de Erkan ÇAKMAKKAYA, Almanya’daki, Fransa’daki gurbetçilerimiz bizi izliyordu. Bunu biliyordum. Ama Dubai’den izlendiğimizi hiç düşünmemiştim.
Eksikleri ile de olsa yetmiş beş bin kişi tarafından bugüne kadar izlenmiştik. Onlarla bir yazının, bir fotoğrafın etrafında birliktelikler kurmuştuk. Bizleri izleyen ve fakat bekli de kendilerini tanıdığımız ama izlediklerini bilmediğimiz binlerce Karacasulu veya Karacasulu sevdalısı insanlarla bir bağ kurabilmiştik. Hiçbir şey beklemeden ve hiçbir kimseyi üzmeden temiz bir dünyada kendimizce kendi türkümüzü söylemiştik.
Bizi izleyin, bizi izlettirin. Her şey için sizlere teşekkür ederiz.