BÜYÜKDAĞLI MAHALLESİ RESTORASYON ÇALIŞMALARINDA
OLMASI GEREKENLER
Karacasu Büyükdağlı Mahallesi restorasyon çalışmaları artık resmileşti. Gelecek birkaç yıl içinde projelerin bitirilmesiyle birlikte restorasyona başlanacak ve Karacasu’da eski doku canlandırılarak yepyeni bir Büyükdağlı Mahallesi ortaya çıkacaktır. Bu çalışmalar, Cumhuriyet’in kuruluşundan beri Karacasu’nun kültür varlıklarının canlandırılması konusunda ilk ve en etkili bir çalışma olacaktır. 2017’de yayınladığım “Karacasu’da Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Kitabeleri “ isimli kitabımda Küçükarık, Zerdali çeşmeleri; Zerdali Mescidi ve Hacı Arap Camisi kitabelerini anlatırken bu mıntıkanın kültür dokusunun zenginliği ve Karacasu’yu yansıtmadaki üstünlüğü üstünde durmuştum. Kitabımın 46. Sayfasında “ Bugün koruma altındaki bu mıntıka gelecek zamanlarda yeniden canlandırılacak olursa bu yaşayışın ve ruhun mutlaka göz önünde tutulması gerekir” demiştim.
Büyükdağlı Mahallesi Karacasu’da; medresesiyle,(Yeni Medrese 1901) çeşmeleriyle, mescidiyle, camisiyle ve yaşayışıyla dikkati çeken en eski yerleşim yeriydi. ( Küçükarık Çeşmesi 1784) Bu mahallede bulunan çeşme ve cami kitabeleri içerik ve anlatım yönünden geçmiş zamanlardaki Karacasu kültürü hakkında izler taşıyan çok değerli eserlerdir. Ve yine Büyükdağlı Mahallesi’nin Yazır Mahallesi istikametinde olan eski yerleşim kalıntılarının içinde minaresi yıkık cami kalıntıları ve Müftüler Mezarlığı vardır. Bu mezarlık Kurtuluş Savaşı Nazilli Kongreleri’nin birincisi ve ikincisine başkanlık etmiş olan Müftü Mustafa Hulusi Özer’in ailesine aittir. Mezarlıkta incelenmeye değer mezar taşları bulunmaktadır. Karacasu’da Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Kitabeleri isimli kitabımızı Karacasu’da ilgili olabilecek yerlere dağıtmamıza karşın restorasyon çalışmaları için Karacasu’ya gelen proje mimar ve mühendislerine mahalle ile ilgili olarak –zannediyorum ki- kültür dokusuyla ilgili hiçbir konu anlatılmamış. Anlatılsaydı kendilerine bunların nereden duyulduğu veya okunduğu sorulurdu. Proje mimar ve mühendislerine ne anlatıldığını hâlâ merak ediyorum! Bu konuyu kasabamızda en iyi değerlendiren Sayın Kaymakamımız oldu. Onun yardımları ve yönlendirmesiyle restorasyon mimarıyla Aydın’da görüştürüldüm. Düşüncelerimi mimara anlattım. Bir de kitap verdim. Geçen gün gazeteler vasıtasıyla Büyükdağlı Mahallesi restorasyonunun resmileştiğini, ilgililerce imza altına alındığını okudum. Telaşlandım. Hem yukarıda anlattığım özelliklerin projeye yansımasını hem de ek olarak HACRET KAHVESİ ve diğerlerinin inşasının bu projede var olmasını kesinlikle istiyordum. Çünkü: 1-Hacret Kahvesi Büyükdağlı Mahallesi’nin en önemli toplanma yeriydi. Caminin hemen altındaydı. Bu kahve, Büyükdağlı’dan kasabaya giden yolun hemen başında ve yine kasabadan Büyükdağlı’ya gelen yolun hemen sonunda dururken ne kadar işlevsel olduğunu belli ediyordu. 2-Bu kahve, Arap Mustafa Öyküsüyle BELEN KAHVESİ’yle hemen hemen bire bir benzerlik arz ediyordu. Geçmiş zamanda bu kahvede türkülere konu olmuş bir cinayet işlenmiştir. Bu olay halk zihninde canlıdır ve bu olayla ilgili türkü de yakılmıştır. Düşündüğümüz gibi bir yapılanma olursa bu öyküyü anlatan levhanın yeni yapı önüne konmasıyla hatta öykünün cansız mankenlerle desteklenmesiyle çok ilginç, canlı bir köşe oluşturulacaktır. 3-Bu kahvenin projeye katılmasıyla restore edilen yeni mahallenin dinlenme yeri oluşacak ve bu kahve önünden eski tarihî köprüye(M 1755) uzanan eski DEREYÜZÜ yolu canlanacak ve yeni tarihî bir yürüyüş yolu ortaya çıkacaktır.Bu yol etrafı turizm açısından yeni mekânlara kavuşabilecektir. Ayrıca: 4-Zerdali Mescidi yıkılmıştır. Tapusu şahıslara ait olan bu yer çocuk oyun yeri olarak kullanılmaktadır. Bilenlerin tarif ettiği-ki bilenler var- şekilde bir küçük mescit yapılabilir ve bu mescidin üzerine de Afrodisias Müzesine teslim ettiğimiz mescit kitabesi monte edilebilir. Bu gerçekleşirse tapu sahipleri bilabedel yeri vermeye hazır olduklarını beyan etmektedirler. 5-Küçük Arık, Zerdali Çeşmeleri yerel dokuya uygun restore edilmelidir. Karacasu’da Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Kitabeleri isimli kitapta n bu kitabelerin Türkçeleri alınarak restore edilmiş çeşmelerin eski kitabeleri yanına monte edilebilir, kitabeler dillendirilebilir. Küçük Arık Çeşmesi dibinde bulunan geçmişteki Karacasu el sanatlarıyla ilgili olan iplik gasser aharı bulunarak yerine konulabilir ve önemlidir de. 6- Büyükdağlı Mahallesi’nin içinde bulunan Müftüler Mezarlığı ihya edilmelidir. Bu mezarlık Kurtuluş Savaşı 1. Ve 2. Nazilli Kuvayı Milliye Kongrelerinde kongre divan başkanlığı yapmış olan Müftü Hulusi Özer’in ailesine aittir. 7- Zerdali Çeşmesi ile Zerdali Mescidi arasına –şimdiki dört yolun merkezine eskiden olduğu gibi bir çınar ağacı dikilebilir 8-Hacret Meydanı’ndan Zerdali Çeşmesi’ne çıkan yolun hemen girişinde sağ köşedeki büyük evin eski zamanlarda kasabaya inen efelerin konaklama yeri olduğunu duymuştum. Bu eve gelen efeler yiyip içerler bir efe de yüksek pencerelerden meydanı gözlermiş. Eğer jandarma gelirse daha onlar gelmezden dağa, arkadan kaçarlarmış.(M Yolcu’dan dinlemiştim). SONUÇ: Bu düşüncelerimi Kültür Müdürümüz Kenan Çiftçi Bey’e anlattım. Beni dikkatle dinledi. Anlatılanların ilginç ve değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Benden Hacret Kahvesi’nin fotoğrafını yoksa temsili resmini, Karacasu’da Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Kitabeleri isimli kitabını ve bütün bunları bir dilekçe eşliğinde acilen makamlarına sunmamı istedi. Konuyla ilgileneceğini söyledi. Bütün bu yaşadıklarım içinde Kültür Müdürü’müzün yaklaşımı bana büyük bir heyecan verdi. Pazartesi günü dilekçemi, temsili resimlerimi, kitabımı, Hacret Kahvesi’nin mimari özelliklerini, Arap Mustufa Öyküsünü, ayrıca Arap Mustufa türküsünü bir dilekçe ekinde Müdürlüğü’müze sunacağım. Umarım restorasyon projesine bunlar eklenecek ve kazanan Karacasu olacak. |
|