KADİM KÜLTÜRÜ APHRODİSİAS’ IN
Ne kadar narin, nazenin, kırılgan..
Bunca hoyratlığa karşı gene de üç yüz yıldır koruyabilmiş kendisini…Dayanır mermerin iç dinamiği yüzyılların rüzgarlarına da dayanamaz düşüncesizliğe.
Zaman içerisinde yıkılabilir şehirler,örtülebilir üzerleri kültürlerin. Yok olmaz değerleriyle çoğalan,yok olmaz güzelliği kendinde saklı olan.
İlk çağlardan bu yana insanlar, içlerinden gelen dürtüyle birlikte her yere kalıcı olmasını düşledikleri kendilerinden bir iz bırakmayı denemişlerdir.Bu sebepledir ki kâh mağara duvarlarına resimler yapmışlar,kâh çamur,ahşap,mermer gibi maddelerden kalıcı figürler bırakmak istemişlerdir.Her dönem büyük ustalar yetişmiş,insanlık bu değerlere beğeniyle sahip çıkmıştır.Çoklukla sanatçılar yaşadığı dönemde gerçek değerlerini bulamasalar da,bir şekilde güzel olan
kendi değerini ortaya çıkarabilmektedirler
Kadim kültürü Aphorodisias’ın 1750’lerdeki Karşıyaka Köprü kitabesine gelene kadar kimbilir ne eserler vermiş,ne sanatçı ustalar yetiştirmiştir? Çünkü kökü derinlerde olan kültürler yok olmaz, mutlaka kendisine bir yol bulur. Bu topraklar sanata,bilime güzelliklere o kadar açıktır ki hiç ummadığınız bir anda karşınızda sanat eserini ve sanatçısını buluverirsiniz.Nasıl ki meyve ve sebzelerin lezzetleri,toprağına göre farklılıklar gösteriyorsa, kültürler de coğrafyalarına ve geçmişlerindeki yaşanmışlıklarına göre şekillenirler.
İÖ 6.Yüzyılda kurulan Aphrodisias,İS 3.Yüzyılın sonlarında Karya Eyaleti nin başkenti olmuştur.6.Yüzyılda önemini kaybetmiş ve 12.yüzyıl sonunda tamamen terkedilmiştir.Tarihe kalan yapılarının başında Aphrodite Tapınağı,Sebasteion Tapınağı ve Kabartmaları,Hipodrom,Tiyatro, Meclis Binası,Hadrian Hamamları ve Agora gelmektedir.
Antik çağda 300.000 kişinin yaşadığı,Roma,Aleksandria ve Kartaca dan sonra döneminin en büyük dördüncü kentidir Aphrodisias.30.000 kişilik hipodromu,dünyanın en iyi korunmuş ikinci hipodromu olmakla beraber,Anadolu nun da en büyüğüdür.Çıplak olmayan Aphrodite tasvirinin bulunduğu içinde heykel okulu olan ender antik kentlerden biridir.İlginçtir ki burada çalışılan bölgemiz mermeri hem kolay işlenebilen damarsız özellikleriyle,hem de yüzey rengi yıllar geçtikçe daha da güzeleşerek âdeta ten rengine dönüşüp,sonuçta mermere ölümsüz rengini kazandırmaktadır.
Seramik,demir,deri,taş,ahşap,duvar,dokuma,mermer ustalarımız geçmiş sanatçıların devamı,günümüzün zanaatkarları ve aynı zamanda sanatçılarıdırlar.Bölgemizde çıkan biley taşını
işleyen taş ustaları,kırmızı çamuru işleyen ustalarımız,zamanında ülkemizin ikinci büyük kooperatifi olacak kadar gelişebilmiş dokuma kooperatifimiz,taş ahşap karışımı tarihi evlerimizi yapan duvar ustalarımız ve dülgerlerimiz,deriden ve demirden harikalar yaratan genç yeteneklerimizin tamamı bu kültürle yoğrulagelmişlerdir.
Karacasu yumuza yakışan mermeri işleyen sanatçılarının yetiştiği,üniversitemiz bünyesinde bir heykel okuludur ki, ülkemizdeki hiçbir şehir bunu bölgemiz kadar hak etmemiştir.Zamanında Aphrodisias mermer yataklarına yakınlığından ve sanatçılarının ustalığından dolayı bütün dünyaya eserler gönderen sanatın başşehriydi Afrodisias.
GÖRKEMLİ GÜNLERİNE
DÖNMEN DİLEĞİYLE IŞIKLI ŞEHİR.
—————————————————————————————————————————————————–
YAZI MİMAR SÜLEYMAN BEZCİ’YE AİTTİR. SÜLEYMAN BEZCİ KÂMİL BEZCİ’NİN OĞLUDUR VE İSTANBUL’DA OTURMAKTADIR.