Aşağıdaki yazı Milliyet gazetesinin 2 Kasım 2013 tarihli sayısının EGE ekinden alınmıştır. Yazarı Muhittin Akbel Bey’dir. Muhittin Akbel Bey’in aşağıdaki yazısını okuduğumda bu yazıyı sizlerle hemen paylaşmayı düşündüm. Biliyorsunuz daha önceleri buna benzer yazıları mülakat şeklinde hazırlamış ve Karacasu’ya katkılar sunan memleket evlatları Mustafa Günday Bey ile İrfan Bezci Bey’i anlatmıştım.
O mülakatları memleketimizin diğer evlatlarına örnek olsun diye yazmıştım. Ve o mülakat dizisi Prf. Dr. Ali Küpelioğlu Bey’le, Kemal İpbaş Bey’le, Mehmet Gökdemir Bey’le ve Kavurmacı grubunu temsil eden bir beyefendi ile devam edecekti. Olmadı.
Biliyorsunuz 1 Kasım günü Karacasu’da okullar açıldı. Bunlardan ikisini Karacasulu iki aile yaptırmıştı. Toplam 5 milyon liralık iki okul. Karacasu’nun bağrından çıkan bu hayırsever kahramanlarımızın bu cömertliklerinin bu kasabanın nasıl bir geleneğinden geldiğini sizlere uzun uzun hem de pek uzun biçimde 1590’lardaki Kapı Ağası Gazanfer Ağa’nın Karacasu’ya yaptırdığı çeşme ile başlayarak anlatmak isterdim. Bir kasabanın insanlarına sinmiş genetik bir iz’i zevkle anlatmak isterdim. Bir gün meraklısı olursa inşallah anlatacağız!
Ben bu büyük ve asil cömertliklere bu sebeple şaşırmadım. İnşallah yenileri devam edecek.
Kavurmacı ailesine kasabamıza kazandırdıkları ortaokul binası için ve hem öğrencim hem Vakıf Kurucu arkadaşım olan Kemal İpbaş Bey’e de Anadolu Lisesi için teşekkürler ediyorum ve her iki aileye saygılar sunuyorum.
Şimdi Milliyet Ege’de çıkan Muhittin Akbel Bey’i okuyalım:
KIRÇİÇEĞİ VE İKİ MİLYONLUK VEFA
Karacasu’nun Palamutçuk Köyü’nde doğdu Kemal İpbaş.
Nazilli Ellinci Yıl Ticaret Lisesi’nde aynı sıraları paylaştım kendisiyle.
O zamanlar bile: “İnsan doğduğu yerleri unutmamalı.” derdi.
Birkaç yıl önce:”Bizi büyüttün Karacasu. Şimdi sıra bizde.” dedi ve doğduğu yere dev bir eser armağan etmek için kolları sıvadı. Okul yaptırmaya karar verdi. Karacasu’ya…
Okula, kendi adını vermedi, “Kırçiçeği” dedi
Karacasu Kırçiçeği Anadolu Lisesi, dün görkemli bir törenle açıldı.
Binlerce Karacasulu, hemşerisi olmaktan gurur duydukları Kemal İpbaş ve ailesini, bu mutlu günlerinde yalnız bırakmadı.
Kemal İpbaş okul yaptırarak eğitime en büyük yatırımı yaptı. Bu büyük armağanla da doğup büyüdüğü ilçeye vefa borcunu ödedi. Umarım bu davranışıyla, pek çok iş adamına örnek olur.
***
Size, sevgili arkadaşım Kemal İpbaş’ı, Kırçiçeği ile sıfırdan imparatorluğa nasıl geldiğini anlatmak istiyorum.
Üniversiteyi bitirdikten sonra vekil öğretmenlik yaptı, inşaatlarda çalıştı. Pide işine girmeye karar verdi.
İyi bir pide tüketicisiydi ama tezgâhın başına geçip de pide yapmaktan falan anlamazdı. Gurme düzeyinde pidenin kalitesini bugün de çok iyi bilir ama hala pide yapmayı bilmez.
Yeğeni Osman İpbaş(bugünkü ortağı) saygın bir pide ustasıydı. Amca- yeğen, bu sektöre girmeye karar verdiklerinde yıl, 1985’ti.
Bornova’da 3 masa, 12 sandalyeli bir dükkân açtılar.
Daha sonra Karşıyaka’da, ardından Halkapınar’da, eski garajın arkasında faaliyet gösterdiler.
1993’te Alsancak Kıbrıs Şehitleri Caddesi’nde mekân açtı. Burada bir itirafta bulunacağım. Kemal, Alsancak’ta işyeri açmak düşüncesini benimle paylaştığında karşı çıktım. “Yapma Kemal! Şurada üç beş kuruş para kazandın, batırma! Alsancak’ta pide yemezler, pizzayı tercih ederler!” diye sözde uyardım.
Gazeteci kafası işte! Bizde ticari zihniyet ne gezer!
Anlayacağınız yoluna taş koyuyordum az kalsın.
Beni de dinlemedi, karşı çıkan başkalarını da…
Alsancak’ta pırıl pırıl bir pide, kebap ve çorba salonu açtı. Ardından 15 şube birbirini izledi.
Kırçiçeği bugün İzmir’de 7, İstanbul’da 3, Ankara, Eskişehir, Bodrum, Marmaris, Çeşme ve Söke’de birer mekânla dev bir zincir oldu.
***
Biraz önce de belirttiğim gibi; kültüre, sanata, eğitime, sosyal işlere çok büyük yatırımlar yaptı Kemal İpbaş. Mesela Aydınlı bir işadamı olarak, DEMİRCİ MEHMET EFE kitabının sponsoru oldu. Nazillili tarihçi İbrahim Kiraz’ın yazdığı kitabı bastırdı. Kırçiçeği müşterilerine 60.000 kitap dağıttı. ÇANAKKALE YOLUN SONU filminin de ana sponsoruydu.
Doğduğu Palamutçuk Köyü’nün 50 yıllık camisini restore ettirdi, bu iş için 200 bin lira harcadı.
Ve şimdi de üst düzeyde bir okula şiddetle ihtiyacı olan Karacasu’ya Anadolu Lisesi armağan etti.
Okul için iki milyon lirayı harcadı. Yanlış okumadınız, 2 milyon lira.
İrili ufaklı onlarca etkinliğe katkılarını saymıyorum bile.
Sizce de teşekkürü hak etmedi mi Kemal İpbaş ve ailesi?
Teşekkürler İpbaş ailesi.
(www.uzumunkurusu.com Muhittin Akbel Bey’e bu güzel yazısı ve katkısı için teşekkür eder.)