0542 597 01 45

kuruuzum1947@hotmail.com

0542 597 01 45

kuruuzum1947@hotmail.com

Hüseyn Kara’dan Mektup Var

Hüseyin Kara, lisemizin yetiştirdiği eski öğrencilerimizden biri. Almanya’da yerleşik. Sitemizin sıkı izleyicilerinden. Tıpkı sizler gibi.

Hüseyin sitemizde çıkan bütün yazıları okuyor ve bazen de bana (kuruuzum1947@hotmail.com) düşüncelerini yazıyor ve bunu sıkça yapıyor. Karacasu ve Karacasu sorunları ile ilgileniyor. Mesela, Meslek Yüksekokulu öğrencisinin öldürülüşü ile ilgili üzüntülerini ve düşüncelerini daha önce bizimle paylaşmıştı.

Bu defa KARACASU-MİLAS yazımızla ilgili olarak düşüncelerini bize OKUYUCU YAZISI olarak yazmış. Çok sevindim. Yazımızın bir yerlerde okunması iyiydi de daha iyisi Karacasu üstüne düşüncelerin çoğalmasıydı.

Hemen kendisini cevapladım ve yazısını yayınlayıp yayınlayamayacağımı sordum. Cevabı olumlu olunca yazısını yayınlamaya karar verdim.

Gerçi Hüseyin gibi düşüncelerini belirten başka arkadaşlarımız da yok değil hani. Bunların bir kısmını ZİYARETÇİ DEFTERİ OKU bölümünde yayınlıyoruz; ama daha çok katılım beklediğimizi bu arada belirtmek istiyoruz.

Hepinize saygılar sunuyoruz ve katkılarınız için teşekkür ediyoruz.

 

 

Hocam merhaba,

Milas evlerinin resimlerini sitenize koymuşsunuz. O resimleri görünce Karacasu’nun
çocukluğumuzdaki hâlini anımsıyor ve eski Karacasu’nun gelişen dünyaya uygun şekilde
şehir planlamasının yapılamadığı ve o eski dokunun korunamadığını gördükçe insan kahroluyor.
Gerçi Mükmin Erçakar arkadaşımız yazısında Karacasu ile kendi hayalini anlatırken hemen
hemen benim duygularımı da tercüman olmuş.

Gerçi eskiyi geriye getirmek(eski Park Kahvesi, eski sinema gibi vs.) mümkün olamasa da elde kalanları koruyup Karacasu’nun ileriye dönük imar planlamasını tekrar elden geçirerek birazcık tarihi bir kent havasına büründürülebilir.

Emin Mete Bey Avrupa’ya gelip burayı görünce ben ondan çok umutlanmıştım.
Çünkü bildiğim kadar o Avrupalıların eski dokuyu nasıl koruduklarını görüp hayran kaldığını söylüyordu.
Emin Bey sizin de yazınızda belirttiğiniz gibi eski binaların restore edilmesi için büyük öncülük yaptı.
Mustafa Büyükyapıcı Bey de devamını getirmeye çalışıyor. Yapılanların güzellikleri ortaya çıktıkça
bu konularda başkanların önünün açılacağı şüphesizdir. Maalesef Emin Bey Karşıyaka Deresi’nde talihsizlik yaşadı o ayrı bir olay. Bence Mustafa Bey o dereyi eski tecrübe üzerinden yeni şeyler katarak geliştirmesi, yeniden düzenlemesi lazım.

Güzel olan şey, bayrağı öncekinin bıraktığı yerden, sonrakinin öncekine teşekkür ederek devamlı taşıyabilmesidir.
Parti hiç önemli değil. Önemli olan memlekettir.

Hocam, sizin de Prag’ı ve Avrupa’nın tarihî bazı şehirlerini gördüğünüzü biliyorum.
Sizdeki bu nostaljik tutku tahminim oradan geliyor. En azından bu şekildeki desteğinizin bazılarının
dikkatini çekmeye yarayacağını düşünüyorum.

Yazın duyduğuma göre belediye karar almış, evlerin çatısı artik teneke ile kapatılması yasaklanmış.
Çoook isabetli ve geç kalınmış bir karar. Bir de Belediye şu Cuma Mahallesi’ndeki seramik esnafının
bulunduğu yeri (Kerne)düzenlese ve o teneke sundurmaların yerine oluklu kiremitten sundurma yapsa
veya yaptırtma mecburiyeti getirse cuk diye oturacak. Ha biz sanatkarlara söylemiyor muyuz, söylüyoruz.
Ama onlar içinde bulundukları mekânın değerinin farkında değiller. Bizden bu kadar, ahşap üzerine kiremitle kim uğraşacak o pahalı iş, zaten ancak riskimizi kurtarıyoruz diyorlar.

Karacasu’yumuzun geleceği bence yerli turizmde, sanatkârların desteklenmesinde, organik tarım ve tarıma dayalı işletmelerde. Bunları birbirine entegre edebilmekte.
O doğa, o iklim,o oksijen,bu tarih her yere nasip değil.Ama bunu bir Tire,Ödemiş,Milas,Alaçatı, Foça,Amasra kadar da olmasa da hiç değerlendiremiyoruz,değer vermiyoruz o başka olay.

Cuma Mahallesi Camisi restore kararı alındığında millet ne diyordu? “Bunlar kafayı yemiş bunlar para atacak yer arıyor.” diyorlardı. Ben restore bitsin ondan sonra konuşun, dediğimde, sen zaten iyi ki bir Avrupa görmüşsün, ukalalık yapıyorsun diyorlardı. Şimdi ne oldu? Herkes mest oldu. Keşke Belediye söz verdiği gibi caminin etrafındaki yolu ve kahveyi eski dokuya göre yapabilse tam olacak.
Ha şunu da söyleyeyim: “Bir Nacıpınar Yaylası’nın güzelliğini ve düzenini Avrupa’da da hiç bir yerde göremedim.”
Orada tarifsiz ayrı bir şey var.Keşke Karacasu Kahvederesi arasındaki yol düzenlense…

Neyse hocam yazmakla bitmeyecek.Esen kalın.

Memlekete saygı ve selamlarımı sunarım

Hüseyin KARA

ALMANYA